3 Ekim 2014 Cuma

Bodrum-2

     



2014 yazı demek benim için Bodrum oldu. Şeker Bayramı'nda gittiğimiz otelden çok memnun kaldığımız için tekrar Eylül ayında da gittik. Bodrum yazımı okuyanlar bilirler, Ortakent Yahşi'den söz ediyorum. Kaldığımız otel Cocos The Club. Önceki gidişimizde çevreyi gezdiğimiz için otelde pek dinlenemedik. Ama aslında otel tam keyfini sürmek için tasarlanmış. Tabi herkese göre değişir. Kafa dinlemek, büyük tatil köylerindeki gibi upuzun yollar geçerek yemeğe, ordan odaya, ordan plaja koşturmadan, beyaz Bodrum'un huzurlu manzarasına kendinizi bırakabiliyorsunuz.




Denizinden bahsetmeme gerek yok. Zaten fotoğraflar her şeyi anlatıyor. Otel meşhur Camel Beach'in hemen yanında. Koyun sonunda ve Bodrum sıcaktan yanarken, tatlı bir meltem sizi rahatlatıyor. Pırıl pırıl, kum, sığ ve sıcak denebilecek bir denizi var. Çocuklar, hatta bebekler rahatlıkla girebiliyor.
Sezonda, terasında akşamları canlı müzik yapılıyor. Her akşam başka grup çıkıyor. Türkçe ve yabancı pop tarzı çalıyorlar. İçecek bir şeyler alıp burda vakit geçirilebilir. Geç saatlerde odanıza döndüğünüzde, eğer denize bakan taraftaysanız, balkonda harika bir mehtap var.






Sabah erken kalkarsanız aynı manzaradan güneşin doğuşunu mutlaka izleyin derim. Muhteşem bir görüntüsü var. Malum İstanbul' da iseniz güneşi, ayı, yıldızları böyle görmek pek mümkün olmuyor.
Otel aslında İtalyan misafirlere hitap ediyor. İtalyan bir tur acentesi olan Go ile otele İtalyan turistler geliyorlar. Kültürümüz, aile ve damak yapımız da yakın olduğu için herhangi bir yabancılık ortamı yaşanmıyor. İtalyan bir de aşçıları var.
Meraklısına duyurulur, harika İtalyan makarnaları ve deniz ürünleri yiyebilirsiniz. Tabi Türk mutfağı her akşam var. Hatta haftada bir akşam Türk mutfağına özgü yemeklerden nerdeyse tüm örnekleri bulabileceğiniz bir menü oluyor. Yine bir akşam da deniz ürünlerine ağırlık veriliyor.
Dekorasyonu oldukça sade ve ferah, beyaz ve natural tonların hakim olduğu bir mekan.








Hiç yorum yok:

Yorum Gönder